Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
9786054692361
364602
İslam İnanç Esasları - El Kitabı
İslam İnanç Esasları - El Kitabı
320.00

İslam İnanç Esasları

 

Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün
Prof. Dr. Ahmet Akbulut
Prof. Dr. Muammer Esen
Prof. Dr. Mahmut Ay
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Hüseyin Aydın
Prof. Dr. Ramazan Biçer
Prof. Dr. Temel Yeşilyurt
Doç. Dr. Hülya Alper

İslam’da inanç ilkesi olarak belirlenen şey, doğruluğuna inandığımız bir şey değildir; aksine doğru olduğu için inandığımız şeydir.

Bu anlamda bir şeyin varlığı (hakikat) önce, bu varlığa ilişkin bilgimiz/doğrulamamız ve inancımız sonradır. Bu, gerçeklik (hakikat) ile doğruluk (sıhhat) arasındaki farktır. Gerçeklik varlıkla, doğruluk ise gerçekliğe ait bilgimizle ilgilidir. İnsanın zihnindeki bilgisel kesinlik de, varlık ve bilgi arasındaki tam örtüşmeden ortaya çıkar. Bu örtüşmeyi sağlamak inanç ahlakı gereğidir. İnanmanın da bir ahlakı vardır. İnandığımız şeyi askıda bırakmayıp bilgi zemininde yükseltmek (epistemolojik temel), hissederek varlığımızın ve davranışlarımızın bir parçası haline getirmek (psikolojik ve ahlakî temel) gerekir. Başka bir deyişle, inancın bilgiyle donatılması, inancın zorunlu ama yeter şartı değildir. Bu bilginin eyleme/amele dönüşmesi istenir. Böylece iman, bilgi ve eylem (ahlak) arasında zorunlu bir bağ ortaya çıkmış olur. Bu doğrultuda, “İnsanlara gönderilen/gösterilen her ayetin, (daha önceki) kardeşlerinden daha büyük/gelişmiş” olduğunu söyleyen Kur’an ayeti (Zuhruf 43/48), İslam’ın inanç ilkelerinin diğer dinlerdekilerden farklılığını da ortaya koymuş olur.

398 Sayfa

  • Açıklama
    • İslam İnanç Esasları

       

      Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün
      Prof. Dr. Ahmet Akbulut
      Prof. Dr. Muammer Esen
      Prof. Dr. Mahmut Ay
      Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
      Prof. Dr. Hüseyin Aydın
      Prof. Dr. Ramazan Biçer
      Prof. Dr. Temel Yeşilyurt
      Doç. Dr. Hülya Alper

      İslam’da inanç ilkesi olarak belirlenen şey, doğruluğuna inandığımız bir şey değildir; aksine doğru olduğu için inandığımız şeydir.

      Bu anlamda bir şeyin varlığı (hakikat) önce, bu varlığa ilişkin bilgimiz/doğrulamamız ve inancımız sonradır. Bu, gerçeklik (hakikat) ile doğruluk (sıhhat) arasındaki farktır. Gerçeklik varlıkla, doğruluk ise gerçekliğe ait bilgimizle ilgilidir. İnsanın zihnindeki bilgisel kesinlik de, varlık ve bilgi arasındaki tam örtüşmeden ortaya çıkar. Bu örtüşmeyi sağlamak inanç ahlakı gereğidir. İnanmanın da bir ahlakı vardır. İnandığımız şeyi askıda bırakmayıp bilgi zemininde yükseltmek (epistemolojik temel), hissederek varlığımızın ve davranışlarımızın bir parçası haline getirmek (psikolojik ve ahlakî temel) gerekir. Başka bir deyişle, inancın bilgiyle donatılması, inancın zorunlu ama yeter şartı değildir. Bu bilginin eyleme/amele dönüşmesi istenir. Böylece iman, bilgi ve eylem (ahlak) arasında zorunlu bir bağ ortaya çıkmış olur. Bu doğrultuda, “İnsanlara gönderilen/gösterilen her ayetin, (daha önceki) kardeşlerinden daha büyük/gelişmiş” olduğunu söyleyen Kur’an ayeti (Zuhruf 43/48), İslam’ın inanç ilkelerinin diğer dinlerdekilerden farklılığını da ortaya koymuş olur.

      398 Sayfa

      Stok Kodu
      :
      9786054692361
      Boyut
      :
      17*24
      Sayfa Sayısı
      :
      408
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kitap Kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Kuveyt Türk
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      320,00   
      320,00   
      2
      169,60   
      339,20   
      3
      115,20   
      345,60   
      6
      58,67   
      352,00   
      9
      41,96   
      377,60   
      10
      38,40   
      384,00   
      11
      35,78   
      393,60   
      12
      33,33   
      400,00   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat