Lalegül Dergisi | Kasım 2020
Lalegül Dergisi Kasım Sayısı 2020
EDİTÖRDEN
Selef” denilince; İslam Dini’nin inşâsında ve İslami ilimlerin tedvin sürecinde etkin olan, ilk üç nesil kastedilir. Bunlar Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olan; “Sahabe, Tabiîn ve Tebe-i Tabiîn” dediğimiz ilk üç kuşak nesildir. Bütün mezheb imamları da bu üç kuşağın içinedir ve onlar selefin imamlarıdır. Selefin akîdesi Ehli Sünnet’tir. Ve Ehli Sünnet’te ifrad - tefrit yoktur. Bir Müslümanı müşrik olmakla yaftalamak, küfürle itham etmek yoktur.
Tevhid Ehli mi, Tekfir Ehli mi?
Günümüzde “Selefî” olduklarını iddia eden, aslında Selef ile alakaları olmayan tekfirci bir takım sapkın gruplar türemiştir. Bunlar “Tevhid ehli”yiz derler ama “Tekfir ehli”dirler. Ellerinde bir damga, adeta önüne gelene kâfir damgası vururlar. Ve bu tekfirci tâife, özellikle sosyal medyadan pırıl pırıl gençlerimize, selefîlik adına harıl harıl tekfirciliği pazarlamaya çalışırlar.
Tekfircilik, çok tehlikeli bir virüstür. Tarih boyunca Müslümanların başını ağrıtmış olan bir fitnedir. Ümmetin Vahdeti ve Birliği önünde en büyük engeldir. Çünkü tekfircilik anlayışı; Müslümanların birbirine düşmesine, din düşmanlarına harcayacakları güç ve enerjiyi kendi içlerinde tüketip zaafa uğramasına sebep olur.
Onun için İslam düşmanları bu tekfir hastalığını, Müslümanları bölmek ve birbirine düşürmek için kullanmaktan geri durmamışlardır. Yani bu mesele, sadece “itikâdî” değil, aynı zamanda “ideolojik” bir meseledir. Nitekim Osmanlıya diş geçiremeyen İngiliz, Lavrenslerle aldattığı Muhammed bin Abdülvehhab gibi piyonlarla, Arapları Osmanlıya düşman etmiştir. Yani İngiliz, Müslümanları bölmek için, bu “tekfir”ciliği ideolojik bir silah gibi kullanmıştır.
Bu necip milletin arasına tefrika sokmak, nezih Ehli Sünnet itikadını, Anadolu’nun kadim kültür ve irfanını bozmak için bu gün de bu oyunlar oynanmaktadır. Ve maalesef bazı basiretsiz, ahmak kimseler de buna alet olmaktadır.
“Türk” Dendiğinde Akla “Müslüman” Gelir
Geçenlerde Selefî olduğunu iddia eden bu tekfirci tâifeden biri, bir gazeteye verdiği röportajda “Türkler Müslüman değildir, müşriktir” demişti? Hatta daha da ileri gitmiş “Türkler hiç Müslüman olmamıştır” diye ilave etmişti...
Toptancı bir ifadeyle, bir milletin tamamına küfür damgası vurmak nasıl bir hamâkat, nasıl bir cehâlet ve nasıl bir düşmanlıktır... Gavur memleketinde bile “Türk” dendiğinde “Müslüman” akla geliyorken, gavurun bile demediğini diyecek kadar, bu necip millete duyulan düşmanlık nereden geliyor?.. Sonra da kalkıp; “bizim silahla, şiddetle işimiz yok” diyebiliyor. Böylesine ağır bir ithamdan büyük şiddet mi olur? Şu necip milletin bin yıllık geçmişini gavurlukla suçlamaktan daha büyük fitne mi olur?
İnsan Allah’tan korkmuyorsa, kuldan utanır. Saadet Asrı’ndan bu yana on dört asır geçmiş. Bu on dört asrın neredeyse on asrında bu necip millet İslam’a hizmet etmiş ve üç kıta yedi denizde İslam’ın sancağını dalgalandırmıştır. Böyle bir millete “hiç Müslüman olmamıştır” demek, bu necip millete yapılacak en büyük iftiradır!..
Şimdi sizlere soruyorum; bu necip millete düşmanlık tohumları ekecek olan böyle bir fitne, silahla yapabilir mi? Ümmetin birliğine kast edip tefrikaya zemin hazırlayan bu tür söylemler, silahtan daha mı az tehlikeli?..
“Selefiyim” deyip de, bu necip milletin Selefini/Geçmişini dinsizlikle suçlayan bu hastalıklı, sapkın zihniyete yazıklar olsun!..
Buradan, özellikle genç kardeşlerimi uyarıyorum!
Uyanık olun!.. Aslında uyanıksınız, din düşmanlarının lafına kanmazsınız eyvallah…
Fakat, adamın çenesinde sakalı var diye dinlersiniz. “Allah”, “ Tevhid”, “ Kur’an” diyor, diye inanıp peşlerine takılırsınız. Sonra sizi o şanlı tarihinize, şerefli geçmişinize, vatanınıza, bayrağınıza düşman ederler.
Unutmayalım ki tekfirci selefîlik, ne İslam’ın ilk üç neslini anlama çabası, ne de Ehli Sünnet’in dosdoğru yolu değildir. Bu çıkmaz yol, birtakım mihrakların tezgahladığı Ehli Sünnet çizgisine karşı alternatif bir model denemesinden başka bir şey değildir.
Allah-u Teala bu sapkın ve şaşkın taifenin şerrinden cümlemizi muhafaza buyursun.
Fi Emanillah!..
---İÇİNDEKİLER---
- MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİ'NİN İLMÎ KELÂMLARINDAN
- Ahmet Mahmut Ünlü : ÂİŞE (RADIYALLÂHU ANHÂ) VÂLİDEMİZ’İN EVLİLİK YAŞI MESELESİYLE İLGİLİ İFTİRÂLARA REDDİYELER -1-
- Resul Bölükbaş : BENÎ ÂDEMİN YARATILIŞINDAKİ HİKMET; MÂRİFETULLÂH SIRRINA ERİŞMEKTİR
- Hasan Kuduoğlu : DEVLET-İ ALİYYE’NİN OTUZ BİRİNCİ ŞEYHULİSLÂMI MU‘ÎD AHMED EFENDİ
- Ahmet Gelişgen : MUSA CARULLAH ÂFETİ VE MEHMET GÖRMEZ -1- (Mehmet Görmez Tarafından Eserleri Yayınlanan Musa Carullah’a Ait Kitaplardaki Hezeyanlar)
- Ömer Faruk Korkmaz : KABİR AZABI VAR MI? -2-
- Fatih Kalender : FIKHÎ SUALLERE CEVAPLAR
- Mustafa Özşimşekler : TEKFİRCİ SELEFÎLER
- Dr. İhsan Şenocak : REÇETE CEBİMİZDE MAHBUS KALIRSA HASTALIK HER YERDE SULTAN OLUR -1-
- Mustafa Özşimşekler : BİLÂL-İ HABEŞÎ (Radıyallâhü Anh) -3. Bölüm-
- Hüseyin Avni Kansızoğlu : MUSTAFA ÖZTÜRK’E REDDİYE -3-
- Süleyman Kuku : İMÂM-I MA‘SÛM es-SERHENDÎ HAZRETLERİ’NİN MEKÂTÎB-İ ŞERÎFESİNDEN MÜNTEHABÂT
---DUALAR, ZİKİRLER ve FAZÎLETLİ AMELLER---
- HAYIRLARA NÂİLİYET, ŞERLERDEN EMNİYET, ŞİFÂ VE RIZIK BEREKETİ İÇİN HİCRÎ AYIN BAŞINDA YAPILACAK MÜHİM VAZÎFELER
- RABΑULEVVEL AYININ NAMAZLARI
- REBÎULÂHİR AYINDA KILINACAK NAMAZLAR
- HER ÇARŞAMBANIN UĞURSUZLUĞUNDAN KORUNMAK İÇİN HER SALIYI ÇARŞAMBAYA BAĞLAYAN GECE OKUNACAKLAR
- ÖLÜM HASTALIĞINDA OKUMAK NASÎB OLANI, ALLÂH-U TE‘ÂLÂ’NIN TASDÎK BUYURACAĞI VE CEHENNEMİ KENDİSİNE HARAM EDECEĞİ ZİKİRLER
- MÜCERREBÂT-I SENÛSÎ’DEN FAYDALI İLİMLER
- Helâlinden Rızık Bolluğuna Nâil Olmak İçin Cumâ Günü Okunacak Zikirler
- Rızık Bolluğu İçin Kendisinde Özel Bir Sır Olan Kıymetli Bir Duâ
- Açıklama
Lalegül Dergisi Kasım Sayısı 2020
EDİTÖRDEN
Selef” denilince; İslam Dini’nin inşâsında ve İslami ilimlerin tedvin sürecinde etkin olan, ilk üç nesil kastedilir. Bunlar Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olan; “Sahabe, Tabiîn ve Tebe-i Tabiîn” dediğimiz ilk üç kuşak nesildir. Bütün mezheb imamları da bu üç kuşağın içinedir ve onlar selefin imamlarıdır. Selefin akîdesi Ehli Sünnet’tir. Ve Ehli Sünnet’te ifrad - tefrit yoktur. Bir Müslümanı müşrik olmakla yaftalamak, küfürle itham etmek yoktur.
Tevhid Ehli mi, Tekfir Ehli mi?
Günümüzde “Selefî” olduklarını iddia eden, aslında Selef ile alakaları olmayan tekfirci bir takım sapkın gruplar türemiştir. Bunlar “Tevhid ehli”yiz derler ama “Tekfir ehli”dirler. Ellerinde bir damga, adeta önüne gelene kâfir damgası vururlar. Ve bu tekfirci tâife, özellikle sosyal medyadan pırıl pırıl gençlerimize, selefîlik adına harıl harıl tekfirciliği pazarlamaya çalışırlar.
Tekfircilik, çok tehlikeli bir virüstür. Tarih boyunca Müslümanların başını ağrıtmış olan bir fitnedir. Ümmetin Vahdeti ve Birliği önünde en büyük engeldir. Çünkü tekfircilik anlayışı; Müslümanların birbirine düşmesine, din düşmanlarına harcayacakları güç ve enerjiyi kendi içlerinde tüketip zaafa uğramasına sebep olur.
Onun için İslam düşmanları bu tekfir hastalığını, Müslümanları bölmek ve birbirine düşürmek için kullanmaktan geri durmamışlardır. Yani bu mesele, sadece “itikâdî” değil, aynı zamanda “ideolojik” bir meseledir. Nitekim Osmanlıya diş geçiremeyen İngiliz, Lavrenslerle aldattığı Muhammed bin Abdülvehhab gibi piyonlarla, Arapları Osmanlıya düşman etmiştir. Yani İngiliz, Müslümanları bölmek için, bu “tekfir”ciliği ideolojik bir silah gibi kullanmıştır.
Bu necip milletin arasına tefrika sokmak, nezih Ehli Sünnet itikadını, Anadolu’nun kadim kültür ve irfanını bozmak için bu gün de bu oyunlar oynanmaktadır. Ve maalesef bazı basiretsiz, ahmak kimseler de buna alet olmaktadır.
“Türk” Dendiğinde Akla “Müslüman” Gelir
Geçenlerde Selefî olduğunu iddia eden bu tekfirci tâifeden biri, bir gazeteye verdiği röportajda “Türkler Müslüman değildir, müşriktir” demişti? Hatta daha da ileri gitmiş “Türkler hiç Müslüman olmamıştır” diye ilave etmişti...
Toptancı bir ifadeyle, bir milletin tamamına küfür damgası vurmak nasıl bir hamâkat, nasıl bir cehâlet ve nasıl bir düşmanlıktır... Gavur memleketinde bile “Türk” dendiğinde “Müslüman” akla geliyorken, gavurun bile demediğini diyecek kadar, bu necip millete duyulan düşmanlık nereden geliyor?.. Sonra da kalkıp; “bizim silahla, şiddetle işimiz yok” diyebiliyor. Böylesine ağır bir ithamdan büyük şiddet mi olur? Şu necip milletin bin yıllık geçmişini gavurlukla suçlamaktan daha büyük fitne mi olur?
İnsan Allah’tan korkmuyorsa, kuldan utanır. Saadet Asrı’ndan bu yana on dört asır geçmiş. Bu on dört asrın neredeyse on asrında bu necip millet İslam’a hizmet etmiş ve üç kıta yedi denizde İslam’ın sancağını dalgalandırmıştır. Böyle bir millete “hiç Müslüman olmamıştır” demek, bu necip millete yapılacak en büyük iftiradır!..
Şimdi sizlere soruyorum; bu necip millete düşmanlık tohumları ekecek olan böyle bir fitne, silahla yapabilir mi? Ümmetin birliğine kast edip tefrikaya zemin hazırlayan bu tür söylemler, silahtan daha mı az tehlikeli?..
“Selefiyim” deyip de, bu necip milletin Selefini/Geçmişini dinsizlikle suçlayan bu hastalıklı, sapkın zihniyete yazıklar olsun!..
Buradan, özellikle genç kardeşlerimi uyarıyorum!
Uyanık olun!.. Aslında uyanıksınız, din düşmanlarının lafına kanmazsınız eyvallah…
Fakat, adamın çenesinde sakalı var diye dinlersiniz. “Allah”, “ Tevhid”, “ Kur’an” diyor, diye inanıp peşlerine takılırsınız. Sonra sizi o şanlı tarihinize, şerefli geçmişinize, vatanınıza, bayrağınıza düşman ederler.
Unutmayalım ki tekfirci selefîlik, ne İslam’ın ilk üç neslini anlama çabası, ne de Ehli Sünnet’in dosdoğru yolu değildir. Bu çıkmaz yol, birtakım mihrakların tezgahladığı Ehli Sünnet çizgisine karşı alternatif bir model denemesinden başka bir şey değildir.
Allah-u Teala bu sapkın ve şaşkın taifenin şerrinden cümlemizi muhafaza buyursun.
Fi Emanillah!..
---İÇİNDEKİLER---
- MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİ'NİN İLMÎ KELÂMLARINDAN
- Ahmet Mahmut Ünlü : ÂİŞE (RADIYALLÂHU ANHÂ) VÂLİDEMİZ’İN EVLİLİK YAŞI MESELESİYLE İLGİLİ İFTİRÂLARA REDDİYELER -1-
- Resul Bölükbaş : BENÎ ÂDEMİN YARATILIŞINDAKİ HİKMET; MÂRİFETULLÂH SIRRINA ERİŞMEKTİR
- Hasan Kuduoğlu : DEVLET-İ ALİYYE’NİN OTUZ BİRİNCİ ŞEYHULİSLÂMI MU‘ÎD AHMED EFENDİ
- Ahmet Gelişgen : MUSA CARULLAH ÂFETİ VE MEHMET GÖRMEZ -1- (Mehmet Görmez Tarafından Eserleri Yayınlanan Musa Carullah’a Ait Kitaplardaki Hezeyanlar)
- Ömer Faruk Korkmaz : KABİR AZABI VAR MI? -2-
- Fatih Kalender : FIKHÎ SUALLERE CEVAPLAR
- Mustafa Özşimşekler : TEKFİRCİ SELEFÎLER
- Dr. İhsan Şenocak : REÇETE CEBİMİZDE MAHBUS KALIRSA HASTALIK HER YERDE SULTAN OLUR -1-
- Mustafa Özşimşekler : BİLÂL-İ HABEŞÎ (Radıyallâhü Anh) -3. Bölüm-
- Hüseyin Avni Kansızoğlu : MUSTAFA ÖZTÜRK’E REDDİYE -3-
- Süleyman Kuku : İMÂM-I MA‘SÛM es-SERHENDÎ HAZRETLERİ’NİN MEKÂTÎB-İ ŞERÎFESİNDEN MÜNTEHABÂT
---DUALAR, ZİKİRLER ve FAZÎLETLİ AMELLER---
- HAYIRLARA NÂİLİYET, ŞERLERDEN EMNİYET, ŞİFÂ VE RIZIK BEREKETİ İÇİN HİCRÎ AYIN BAŞINDA YAPILACAK MÜHİM VAZÎFELER
- RABΑULEVVEL AYININ NAMAZLARI
- REBÎULÂHİR AYINDA KILINACAK NAMAZLAR
- HER ÇARŞAMBANIN UĞURSUZLUĞUNDAN KORUNMAK İÇİN HER SALIYI ÇARŞAMBAYA BAĞLAYAN GECE OKUNACAKLAR
- ÖLÜM HASTALIĞINDA OKUMAK NASÎB OLANI, ALLÂH-U TE‘ÂLÂ’NIN TASDÎK BUYURACAĞI VE CEHENNEMİ KENDİSİNE HARAM EDECEĞİ ZİKİRLER
- MÜCERREBÂT-I SENÛSÎ’DEN FAYDALI İLİMLER
- Helâlinden Rızık Bolluğuna Nâil Olmak İçin Cumâ Günü Okunacak Zikirler
- Rızık Bolluğu İçin Kendisinde Özel Bir Sır Olan Kıymetli Bir Duâ
Stok Kodu:140865890131Boyut:20*29Sayfa Sayısı:96Kağıt Türü:Karton Kapak - Kuşe KağıtDili:Türkçe - Arapça- MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİ'NİN İLMÎ KELÂMLARINDAN
- Taksit Seçenekleri
- Kuveyt TürkTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim100,00100,00252,00104,00335,33106,00618,00108,00912,22110,00
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.