Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
Risale-i Nur Külliyatı (Rahle Boy) 14 ciltlik Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Külliyatı (Rahle Boy) 14 ciltlik Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Külliyatı (Rahle Boy) 14 ciltlik Bediüzzaman Said Nursi

Risale-i Nur Külliyatı (Rahle Boy) 14 ciltlik

Liste Fiyatı : 5.800,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 708,89TL
16983506386012
366949
Risale-i Nur Külliyatı (Rahle Boy) 14 ciltlik
Risale-i Nur Külliyatı (Rahle Boy) 14 ciltlik
5800.00

RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI (YALDIZLI TERMO DERİ, RAHLE BOY)

Risale-i Nur Külliyatı, Bediüzzaman Said Nursi’nin 14 ciltlik kitap grubunun tamamıdır.

Özellikle imanın altı esası üzerine yazılan bu kitaplarda iman hakikatleri herkesin anlayabileceği bir şekilde ispat ve izah edilmiştir. Orijinal üslubuyla dikkat çeken Risale-i Nur, imanî meselelerde akla gelebilecek birçok soruya cevap vermekte, şüpheleri def etmektedir.
Bediüzzaman’ın da ifade ettiği gibi, herkes için ele alınması gereken en önemli mesele, imanla kabre girmek davasıdır. Risale-i Nur da özellikle bu husus üzerinde durmuş, imanların kuvvetlenmesine çalışmıştır.

Aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’in manevi bir tefsiri mahiyetinde olan Risale-i Nur Külliyatı, Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetini asrımızın bakış açısıyla tefsir etmektedir.

***

Risale-i Nur Külliyatı 14 eserden oluşur:

  1. Sözler
  2. Mektubat
  3. Lem’alar
  4. Şualar
  5. Asa-yı Musa
  6. Mesnevi-i Nuriye
  7. İşarat-ül İ’caz
  8. Barla Lahikası
  9. Kastamonu Lahikası
  10. Emirdağ Lahikası
  11. İman ve Küfür Muvazeneleri
  12. Tarihçe-i Hayat
  13. Sikke-i Tasdik-i Gaybi
  14. Muhakemat
***

“Bu asırda din ve İslâmiyet düşmanları, evvelâ imânın esaslarını zayıflatmak ve yıkmak plânını, programlarının birinci maddesine koymuşlardır. Hususan bu yirmi beş sene içinde, tarihte görülmemiş bir halde münâfıkane ve çeşit çeşit maskeler altında imânın erkânına yapılan suikastlar pek dehşetli olmuştur, çok yıkıcı şekiller tatbik edilmiştir.

Halbuki, imânın rükünlerinden birisinde hâsıl olacak bir şüphe veya inkâr, dinin teferruatında yapılan lakaytlıktan pek çok defa daha felâketli ve zararlıdır. Bunun içindir ki; şimdi en mühim iş, taklidî imânı tahkikî imâna çevirerek imânı kuvvetlendirmektir, imânı takviye etmektir; imânı kurtarmaktır. Her şeyden ziyade imânın esasatıyla meşgul olmak kat’î bir zaruret ve mübrem bir ihtiyaç, hattâ mecburiyet haline gelmiştir. Bu, Türkiye’de böyle olduğu gibi, umum İslâm dünyasında da böyledir.

Evet, temelleri yıpratılmış bir binanın odalarını tamir ve tezyine çalışmak, o binanın yıkılmaması için ne derece bir faide temin edebilir? Köklerinin çürütülmesine çabalanan bir ağacın kurumaması için, dal ve yapraklarını ilaçlayarak tedbir almaya çalışmak, o ağacın hayatına bir faide verebilir mi?

İnsan, saray gibi bir binadır, temelleri erkân-ı imâniyedir. İnsan, bir şeceredir, kökü esâsât-ı imâniyedir. İmânın rükünlerinden en mühimmiimân-ı billâhdır, Allah’a imândır. Sonra nübüvvet ve haşirdir. Bunun için, bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim, imân ilmidir. İlimlerin esası, ilimlerin şâhı ve padişahı, imân ilmidir.

İmân, yalnız icmalî bir tasdikten ibaret değildir. İmânın çok mertebeleri vardır. Taklidî bir imân, hususan bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. Tahkikî imân ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imânı elde eden bir kimsenin, imân ve İslâmiyeti dehşetli dinsizlik kasırgalarına da mâruz kalsa, o kasırgalar bu imân kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkûmdur.

Tahkikî imânı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi bir vesvese veya şüpheye düşürtemez.

İşte, bu hakikatlara binaen biz de tahkikî imânı ders vererek, imânı kuvvetlendirip insanı ebedî saadet ve selâmete götürecek Kur’ân ve imân hakikatlarını câmi’ bir eseri, sebat ve devam ve dikkatle okumayı kat’iyetle lâzım ve elzem gördük. Aksi takdirde, bu zamanda dünyevî ve uhrevî dehşetli musibetler içine düşmek, şüphe götürmez bir hakikat halindedir. Bunun için yegâne kurtuluş çaremiz, Kur’ân-ı Hakîmin imânî âyetlerini ve bu asra bakan âyet-i kerimelerini tefsir eden yüksek bir Kur’ân tefsirine sarılmaktır.

Şimdi, “Böyle bir eser, bu asırda var mıdır?” diye bir sualin içinizde hâsıl olduğu, nuranî bir heyecanı ifade eden simalarınızdan anlaşılmaktadır.

Evet, bu çeşit ihtiyacımızı tam karşılayacak olan bir eseri bulmak için çok dikkat ve itina ile aradık. Nihayet, hem Türk gençliğine, hem umum Müslümanlara ve beşeriyete Kur’ânî bir rehber ve bir mürşid-i ekmel olacak bir eserin Bediüzzaman Said Nursî’nin Risale-i Nur eserleri olduğu kanaatına vardık. Bizimle beraber, bu hakikata Risale-i Nur’la imânını kurtaran yüzbinlerle kimseler de şahittir…”

  • Açıklama
    • RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI (YALDIZLI TERMO DERİ, RAHLE BOY)

      Risale-i Nur Külliyatı, Bediüzzaman Said Nursi’nin 14 ciltlik kitap grubunun tamamıdır.

      Özellikle imanın altı esası üzerine yazılan bu kitaplarda iman hakikatleri herkesin anlayabileceği bir şekilde ispat ve izah edilmiştir. Orijinal üslubuyla dikkat çeken Risale-i Nur, imanî meselelerde akla gelebilecek birçok soruya cevap vermekte, şüpheleri def etmektedir.
      Bediüzzaman’ın da ifade ettiği gibi, herkes için ele alınması gereken en önemli mesele, imanla kabre girmek davasıdır. Risale-i Nur da özellikle bu husus üzerinde durmuş, imanların kuvvetlenmesine çalışmıştır.

      Aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’in manevi bir tefsiri mahiyetinde olan Risale-i Nur Külliyatı, Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetini asrımızın bakış açısıyla tefsir etmektedir.

      ***

      Risale-i Nur Külliyatı 14 eserden oluşur:

      1. Sözler
      2. Mektubat
      3. Lem’alar
      4. Şualar
      5. Asa-yı Musa
      6. Mesnevi-i Nuriye
      7. İşarat-ül İ’caz
      8. Barla Lahikası
      9. Kastamonu Lahikası
      10. Emirdağ Lahikası
      11. İman ve Küfür Muvazeneleri
      12. Tarihçe-i Hayat
      13. Sikke-i Tasdik-i Gaybi
      14. Muhakemat
      ***

      “Bu asırda din ve İslâmiyet düşmanları, evvelâ imânın esaslarını zayıflatmak ve yıkmak plânını, programlarının birinci maddesine koymuşlardır. Hususan bu yirmi beş sene içinde, tarihte görülmemiş bir halde münâfıkane ve çeşit çeşit maskeler altında imânın erkânına yapılan suikastlar pek dehşetli olmuştur, çok yıkıcı şekiller tatbik edilmiştir.

      Halbuki, imânın rükünlerinden birisinde hâsıl olacak bir şüphe veya inkâr, dinin teferruatında yapılan lakaytlıktan pek çok defa daha felâketli ve zararlıdır. Bunun içindir ki; şimdi en mühim iş, taklidî imânı tahkikî imâna çevirerek imânı kuvvetlendirmektir, imânı takviye etmektir; imânı kurtarmaktır. Her şeyden ziyade imânın esasatıyla meşgul olmak kat’î bir zaruret ve mübrem bir ihtiyaç, hattâ mecburiyet haline gelmiştir. Bu, Türkiye’de böyle olduğu gibi, umum İslâm dünyasında da böyledir.

      Evet, temelleri yıpratılmış bir binanın odalarını tamir ve tezyine çalışmak, o binanın yıkılmaması için ne derece bir faide temin edebilir? Köklerinin çürütülmesine çabalanan bir ağacın kurumaması için, dal ve yapraklarını ilaçlayarak tedbir almaya çalışmak, o ağacın hayatına bir faide verebilir mi?

      İnsan, saray gibi bir binadır, temelleri erkân-ı imâniyedir. İnsan, bir şeceredir, kökü esâsât-ı imâniyedir. İmânın rükünlerinden en mühimmiimân-ı billâhdır, Allah’a imândır. Sonra nübüvvet ve haşirdir. Bunun için, bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim, imân ilmidir. İlimlerin esası, ilimlerin şâhı ve padişahı, imân ilmidir.

      İmân, yalnız icmalî bir tasdikten ibaret değildir. İmânın çok mertebeleri vardır. Taklidî bir imân, hususan bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. Tahkikî imân ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imânı elde eden bir kimsenin, imân ve İslâmiyeti dehşetli dinsizlik kasırgalarına da mâruz kalsa, o kasırgalar bu imân kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkûmdur.

      Tahkikî imânı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi bir vesvese veya şüpheye düşürtemez.

      İşte, bu hakikatlara binaen biz de tahkikî imânı ders vererek, imânı kuvvetlendirip insanı ebedî saadet ve selâmete götürecek Kur’ân ve imân hakikatlarını câmi’ bir eseri, sebat ve devam ve dikkatle okumayı kat’iyetle lâzım ve elzem gördük. Aksi takdirde, bu zamanda dünyevî ve uhrevî dehşetli musibetler içine düşmek, şüphe götürmez bir hakikat halindedir. Bunun için yegâne kurtuluş çaremiz, Kur’ân-ı Hakîmin imânî âyetlerini ve bu asra bakan âyet-i kerimelerini tefsir eden yüksek bir Kur’ân tefsirine sarılmaktır.

      Şimdi, “Böyle bir eser, bu asırda var mıdır?” diye bir sualin içinizde hâsıl olduğu, nuranî bir heyecanı ifade eden simalarınızdan anlaşılmaktadır.

      Evet, bu çeşit ihtiyacımızı tam karşılayacak olan bir eseri bulmak için çok dikkat ve itina ile aradık. Nihayet, hem Türk gençliğine, hem umum Müslümanlara ve beşeriyete Kur’ânî bir rehber ve bir mürşid-i ekmel olacak bir eserin Bediüzzaman Said Nursî’nin Risale-i Nur eserleri olduğu kanaatına vardık. Bizimle beraber, bu hakikata Risale-i Nur’la imânını kurtaran yüzbinlerle kimseler de şahittir…”

      Stok Kodu
      :
      16983506386012
      Boyut
      :
      20*29
      Kapak Türü
      :
      Termo Deri Ciltli Sert Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Şamua Kağıt
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Kuveyt Türk
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      5.800,00   
      5.800,00   
      2
      3.016,00   
      6.032,00   
      3
      2.049,33   
      6.148,00   
      6
      1.044,00   
      6.264,00   
      9
      708,89   
      6.380,00   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat